Etçil bitki Sinekkapan avını nasıl hissediyor?

Kulağa birazcık ilginç gelse de doğada 750’den fazla etçil nebat bulunmakta. Bunlardan en masum gözükenlerden birisi de  Sinekkapan. Etçil nebat ve kış uykusuna yatan nebat olan Sinekkapan avını iyi mi hissediyor? Bilim insanları etçil bitkiler ile alakalı yapmış olduğu bu inceleme sizi şaşırtacak.


Etçil nebat Sinekkapan avını iyi mi hissediyor?

Besinlerin çoğunu eklem bacaklılar veya böcekleri avlayarak yaşayan etobur bitkiler ve etçil bitkiler, bilhassa azot eksiği olan kayalık gibi ince topraklı yerlerde adapte olmuş enteresan bitkilerdir. İlk defa bilim dünyasına evrimci Charles Darwin 1875 senesinde Böcekçil Bitkiler tezi ile duyurmuştur. Bitkilerin akılları olup olmadığı ile alakalı ondan sonrasında yeni incelemelerin yolu açılmıştır.

Bilimsel sınıflandırmada Droseraceae familyasının Dionaea muscipula türü olan Sinekkapan ya da Venüs Sinek Kapanı ya da Böcekkapan bitkisi (İngilizcesi Venus flytrap), etçil bir bitkidir. Var olan yaprakları dikenli olup, adeta bir kapan gibi üstündeki avına tuzak kurarak hayatını sürdürür. Yakaladığı avı kendine özgü sıvısı ile 3 haftaya kadar bile sindirdiği söylenebiliyor.

Sinekkapanın rozete benzeyen yayılmış 4 ve 8 arası sayıda yaprağı olup, kendini şirin yayınlayan şemsiyeye benzeyen beyaz çiçekleri vardır. Yaprakların üstünde 3 sert kılı adeta bir sensör gibi oldukça hassasdır. İlginç olan ise bu kılların programlı olması. İlk kıla gelen bir dokunuş kapanı hareket ettrmez fakat ikinci kıla değdiği andan 20 saniye sonrasında sistem devreye girer ve avını hapseder.

Bu sistem ile beyhude kapan enerjisi harcamamak ve reel avı hissetmek. Bitkinin gözleri olmamasına rağmen, bu sistemleri onu çevreye adepte etmesini sağlıyor.

Avı yapraklar içinde yakalayan Sinekkapan, yaprağındaki iğneler ile kafes oluşturur. Şimdi gelelim ikinci sisteme. Kapan limiti 3 olduğundan ufak avlar için vakit harcamaz ve ufak avların bu kafeslerden geçebiliyorsa kaçmasına izin verilir. Ama av büyükse kaçamaz ve çırpındıkça daha da içeri gömülür.

Sinekkapanın yaprağındaki hayli ifraz bezleri, hususi bir asidik su salgılayarak, böceğin ölümü ve erimesini sağlar. İşlem 3 haftaya kadar sürer ve bittiğinde yaprak yine açılır.

Sinekkapanlar makul ortamlarda 30 seneye yakın yaşamaya devam edebilir. Kış uykusuna yatan bitkiler sınıfına da giren sinekkapan, bu zamanda kapanı dökülür ve bahara kadar bu yolla tanınmaz hale döner. Bahar başlaması ile tekrar her şey baştan başlar.

Etçil nebat sinekkapan kapandığında büyük avlar artık çıkamaz


Sinekkapan avını iyi mi hissediyor?

Verimsiz topraklarda yetişen bitkiler hususi bir ölüm kalım stratejisi geliştirmişlerdir. Ek gıda olarak böcek yakalarlar. Sinekkapan bitkisi (Dionaea muscipula) iki yaprağının kenarlarında bulunan kokulu ifraz kıllarıyla avını kendine çekiyor.

Böcek yaprağın oldukça titiz duyu kıllarına dokunduğunda, kılların temelindeki hücreler genişliyor ve iyon kanalları açılıyor. Bu şekilde bir aktivite potansiyeli ortaya çıkıyor. Duyu kılının üst bölümü ise güçlendirilmiş bir kaldıraç görevini görüyor. Bu dokunma sensorları üstünden sinyal bütün “tuzağa” yayılıyor.

İki aktivite potansiyelinden sonrasında tuzak öteki asla bir bitkide görülmeyen bir hareket hızıyla kapanıyor. Avın kendini kurtarmaya çalmış olduğu sırada gerçekleştirilen elektriksel sinyallerin sayısına göre etçil nebat kurbanın büyüklüğünü hesaplıyor ve ona göre hazım salgısı üretiyor. Her ne kadar bu soruşturma mekanizması biliniyorduysa da bundan görevli olan mekanizma reseptörleri aşağı yukarı asla araştırılmamıştı.

Würzburg Üniversitesi’nde Nada Iosip ve kadrosu bu mevzuyu moleküler düzlemde araştırdılar. Bunun için erişkin sinekkapan bit- kilerinin bin kadar duyu kılını yalıttılar. DNA diziliminin sayesinde da hücrelerdeki genler çözümleme edildikten sonrasında etkinlikleri bitkinin öteki organlarıyla karşılaştırıldı.

Bu şekilde yalnızca duyu kıllarında faal olan genler belirleme edildi. Elde edilen sonuçlara göre duyu hücrelerindeki gen etkinliği incelenen öteki organlardan farklı. Her şeyden ilkin duyu kıllarında öteki organlara kıyasla oldukça daha oldukça genin oldukça faal olduğu anlaşıldı.

Elektrofizyolojik analizler ise her şeyden ilkin hususi potasyum kanalı KDM1’in duyu kıllarının uyarılmasında mühim bulunduğunu ortaya koydu. Bu kanal bloke olduğunda duyu kılları uyarılamıyor ve aktivite potansiyeli ateşleyemiyorlar. Bu şekilde zardaki tipik iyon dağılımı uyarımdan sonrasında tekrar başlıyor ve hücreyi yeni bir uyarım için hazırlıyor.

Araştırmacılar bundan sonra, aktivite potansiyelinin erken evrelerine mühim bir rol oynayan iyon yayınlarını saptayıp, karakterize etmek istiyorlar.



Ayrıca bakınız

  • Bitki Nedir? Bitkiler iyi mi sınıflanır? Bitki türleri nelerdir?